KEMAL ORHAN YÜKSEL”Türkiye Limanlar Master Planı araştırma görevi vermişti.”

Ana Konteyner limanı (Hub port) nedir:Konteyner hatları bulunan denizcilik firmalarının bir ülke veya bölgede, birden fazla liman yerine, tek limana uğrayarak konteyner boşalttığı ve yüklediği ana aktarma (hub port) limanlarıdır. 2019 yılında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca Japon devlet kuruluşu olan JICA’yla iş birliği yaparak Türkiye Limanlar Master Planı araştırma görevi vermişti. Fizibilite raporunda Türkiye’de 3 merkez belirlendi.Bunlar;Çandarlı,Filyos ve Mersin Raporda Mersin’e atıfla belirtilen jeopolitik , jeostratejik,lojistik,depolama,maliyet ve ticari ekosistem açıdan uygunluğu belirtilmişti. 10.Kalkınma Planında Mersin ismi öne çıkmıştı 12 milyon TEU konteyner ve elleçeme kapasitesi hedeflenen Ana konteyner limanı önemliydi o dönemde ilgili kurum ve kuruluşlar ÇED raporlarını hazırlarken, Adana böyle bir yatırımın Ceyhan-Yumurtalık bölgesinde yapılması yönünde şehir dinamiklerini harekete geçirdi. Mersin’in maalesef yapamadığı birlikteliği Ömer Çelik Bey’in açıklamasından da anlaşılacağı üzere Adana başardı.Neden Mersin olmalıydı ?Küresel Lojistik ve tedarik firmalarının tavsiyeleri bu yöndeydi ,limana entegre olabilecek coğrafi avantaj ,altyapı ,ulaşım, yakında hayata geçecek Çukurova Uluslararası Yolcu ve Kargo Hava Limanı ,Yenice Demiryolları Lojistik Merkezi gibi avantajlara sahip olması önemliydi,Adana -Yumurtalık bölgesinde Bakü-Tiflis-Ceyhan(BTC) uluslararası akaryakıt terminalinin oluşturduğu risk … Buna benzer bir dizi faktörler Mersin’i avantajlı duruma getiriyordu.Ana K.Limanının başka bir bölgede kurulması Mersin’de başta lojistik ve depolama faaliyeti gösteren firmalar açısından olumsuz sonuçlar doğurması,buna bağlı olarak oluşan istihdam ve ekonomik daralma neticesinde telafisi zor görünen sonuçlar doğuracaktır. Adana’nın ortaya koyduğu birlikteliği tesis etmedeki başarıya karşın,Mersin dinamiğini oluşturan aktörler ilgisiz kaldı.Olaya politik yaklaşan MBB, bir takım odalar ,STK’lar ve siyasiler bunda ciddi pay sahibidirler.İlgili yatırımcılar teşvik edilebilirdi.Her şeye rağmen şehrin tüm dinamikleriyle birlikte tek vücut olarak siyasi ikbal ve kaygıları bir kenara koyup Mersin’e sahip çıkılabilirdi.Şimdilerde hepsi günah çıkartma telaşındalar. topu bir birlerine atmaktalar. Anlaşılıyor ki mevcutlarla bundan sonraki süreçte de Mersin kaybedenler kulübünün kıdemlisi olmaya devam edecektir.Makam işgal etmeyi bırakın ,vakit kaybetmeden düşün bu şehrin yakasından.Formalite toplantılarınızı öyle yapın “hayra vesile olun”